Doğu mimarisinin altın çağı. İslam mimarisi

16. yüzyıldan itibaren, mimari ve inşaat faaliyetleri ağırlıklı olarak Buhara, Semerkant, Taşkent, Kokand gibi büyük şehirlerde yoğunlaşmıştır. 16.-17. yüzyıl Orta Asya mimarisinin Semerkant'taki Registan, Poi-Kalyan topluluğu, Lyabi Khauz, Kosh-medrese, Ulugbek ve Buhara'daki Abdulazizkhan medreseleri gibi ünlü saray ve manevi-eğitim toplulukları dünyaca ün kazanmıştır. Büyük şehirlerde ve banliyölerde de konut, saray, pazar ve kervansaray türleri büyük ölçüde gelişmiştir.

18. yüzyılın ortalarında, Hive bölgesinin topraklarında hızlı inşaat başlamıştır.

Bu şehrin mimari anıtları arasında Taşavlu Sarayı (1830-1838), Muhammed Aminhan Medresesi (1851-1855), Kaltaminor Minaresi (1855) öne çıkıyor.

Özbek mimarisinin altın çağının ana dini kurumları Buhara, Hive, Semerkant ve Taşkent'te bulunuyordu. Bunların arasında Semerkant'taki İmam el-Buhari'nin türbesi, Ebu-Bekir Kaffal Şaşi'nin türbesi, Taşkent'teki Barak-Han medresesi ve Kukeldaş medresesi, Miri Arap medresesi ve Poi-Kalon kompleksi, Nadir-Divan- Buhara'da begi medrese, Muhammed Rahim medresesi -han ve Alla-Kuli-han medresesi, Şergazi-han medresesi, Hive'da İslam-Hoca camileri bulunmaktadır..

Yorum

0

Yorum Yap

Yorum bırakmak için sosyal ağlar aracılığıyla oturum açmalısınız:


Giriş yaparak, işlemeyi kabul etmiş olursunuz Kişisel veri

Ayrıca bakınız