Kaşkaderya bölgesinin dağlarında Langar köyü

Bir kış sabahı Muhammed Sadık uyuya kalmış ve ünlü bir Sufi olan öğretmeni için suyu ısıtmaya vakti olmamış. Suyu biraz da olsa ısıtmaya çalışan öğrenci, kumganı suyla vücuduna kıyafetlerinin altına bastırdı ve öğretmene getirdiğinde suyun kaynadığını görünce şaşırdı. Sonra şeyh, Muhammed Sadık'a aydınlanmanın en yüksek noktasına ulaştığını ve şimdi ikisinin tek bir yerde yapacakları bir şey olmadığını söyledi. Havarisine deveye binmesini ve devenin durduğu yerde kalmasını emretti. Deve Kaşkaderya Nehri'nin dağ geçidinde durdu. Langar köyü böyle ortaya çıktı. Langar köyü, geleneksel kerpiç evleriyle dikkat çekiyor. Orada eski gelenekleri, bir Orta Asya köyünün köklü yaşamını görebilirsiniz. Köyün kendisi, pitoresk bir yerde, tuhaf bir şekle sahip kayaların ortasında yer almaktadır. Ayrıca köyün sakinleri asırlık sayılır ve 80-90 yaşından önce ölmezler. Dağın yamacında, Şeyh Muhammed Sadık’ın türbesi ve 15. yüzyıldan kalma eski bir mezarlık vardır. Mozole, orijinal haliyle korunmuş eski bir iç dekorasyona sahiptir. Türbenin içinde beş mezar bulunmaktadır. Versiyonlardan birine göre, Emir Temur'un kızı beş mezardan birine gömüldü, Aziz Muhammed Sodik'in boyalı altın taşlı mezarı yakınlarda ve Muhammed Sadık'ın oğlu gümüş bir mezar taşının altında yatıyor. Bir başka mezar da münzevi olan Yemen şeyhi Abuh-Hasan'a aittir.

Türbenin çevresinde, evliyanın üç yüzden fazla takipçisinin gömüldüğü bir mezarlık var. Efsaneye göre, tapınağın etrafında üç kez dolaşırsan tüm dileklerin gerçekleşir. Yakındaki bir tepede, 19 sütunla desteklenen 16. yüzyıldan kalma eski bir cami var. Efsaneye göre cami kelimenin tam anlamıyla bir günde inşa edilmiş ve son sütun için yeterli malzeme olmadığı için pamuk bitkiinden yapılmıştır.
Fotoğraf kaynağı: CANNUNDRUMS