Uzundara, Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü ve Özbekistan Bilimler Akademisi Sanat Enstitüsü'nün ortak seferi ile Surhandarya bölgesi (Derbent yakınlarında) topraklarında kalıntıları bulunan ve MÖ 3-4. yüzyılların en eski kalesidir.
Uzundara sınır kalesi, antik Baktriya'nın tarım vahalarının kuzey sınırlarını göçebelerin akınlarından koruyan geniş sistemdeki ana stratejik merkezdi.
Baysun dağ eteklerinde, 1.700 metrenin üzerinde bir yükseklikte bulunan taş kale, 13 kule ve dış surların uzunluğu 1 kilometreyi bulan kısımlarla güçlendirilmiş, çift kale duvarları şeklinde güçlü tahkimatlara sahipti. Kale, Uzun-dara boğazları ile Kara-Kamar yolu arasında yer almakta ve böylece vadiye giden dağ geçidini kapatmaktadır.
Kalenin yapımında kullanılan malzemelerin kalitesi sayesinde taş ve kil harçtan yapılan duvarlar 2000 yılı aşkın bir süre sonra neredeyse orijinal görünümünü korumuş ve bugünki görünümü ile 5 metre yüksekliğe sahiptir.
Dağ kalede, tabanı orijinal olarak kurşun levhalarla kaplanmış iki bodrum kat bulunmaktadır.
Kalenin dışında, yerel sakinlerin garnizon askerleri için mal getirdiği bir ticaret meydanı vardır.
Arkeolojik araştırmalar sonucunda bilim adamları, Baktriya devletinin sınırlarının yerini belirleyebildiler. Araştırma çalışmaları sırasında keşfedilen ana buluntular arasında, Helenistik döneme ait ve Büyük İskender, Antiochus I ve Diodotus'tan Heliokles'e kadar olan Yunan Baktriya krallığının tüm yöneticilerinin tasvirlerinin bulunduğu benzersiz sikkeler bulunmaktadır.
Ayrıca, bilim adamları çok sayıda ok ucu ve dart keşfettiler, bu da özellikle kalenin doğu tarafında büyük savaşların geçtiği gerçeğini doğruladı ve kaleyi kırma olasılığını açıkça göstermektedir.
Kale yaklaşık 150 yıl boyunca varlığını sürdürdü ve MÖ 171-166'daki son Yunan Baktriya krallarından birinin saltanatı sırasında, Saks ve Yüeç'in göçebe kabilelerinin ordularının işgali sonucunda yok oldu.
Çalışma saatleri: 9:00-18:00, Pzt-Cum
Sorularınız için
Yorum